İÇİŞLERİ Bakan Yardımcısı Bülent Turan, “Her türlü borç ödenir lakin şehidin, gazinin bir damla kanına olan borcumuzu ödeyemeyiz. 365 gün çalışıyoruz, her borcu öderiz fakat o şehitlerimizin gazilerimizin asla hakkını ödeyemeyiz. Onlar bize bir vatan bıraktılar. O vatanı büyütmek bizim görevimiz” dedi.
Bir dizi programa katılmak için Çanakkale’ye gelen İçişleri Bakan Yardımcısı Bülent Turan, Biga ilçesinde Çanakkale Savaşları kahramanı Mehmet Çavuş’un vefatının 60’ıncı yılı münasebetiyle düzenlenen anma programına katıldı. Programda gündeme dair açıklamalarda bulunan Bakan Yardımcısı Turan, “Sanayideki atılımımız baş göz üstüne. Fakat Mehmet Çavuş bize şunu söylüyor; ‘Ne kadar teknolojik imkan olursa olsun, bir kürek ve bir yürek dünyayı değiştirir.’ O yüzden teknolojik gelişimin yanında imanın, tarihin, toprağın hakkını veren bu anlayışın büyümesi en büyük vazifemiz diye düşünüyorum. Yollar, köprüler yaparız, yapıyoruz. Lakin en değerli işimiz bu anılarımızı yeni kuşaklara aktarmak olması lazım. ‘Mehmet Çavuş dediğimiz bin yıllarca evvelki bir öykümüz değil. Dünkü savaşlar bunlar. 100 sene evvel bu topraklarda Cumhuriyetimizin kurulması çalışmaları yapılırken ödenen bedellerin en somut karşılığı bu anılar. Afaki, uzak, öykü değil. Daha dün yaşandı. Torunları, oğulları buralarda bu insanların. O nedenle bu anıların yeni kuşaklara, gençlere aktarılması en büyük misyonumuz olması lazım” dedi.
‘ŞEHİTLERİMİZİN, GAZİLERİMİZİN HAKKINI ASLA ÖDEYEMEYİZ’
Mehmet Çavuş’un Seddülbahir’de savunduğunun yalnızca vatan toprağı olmadığını söyleyen Bakan Yardımcısı Turan, “Mehmet Çavuş, o savunmayı yaparken birebir halde bir milletin kimliğini, kıymetlerini, imanını savunuyor ve bugünlere getiriyor. Bu Cumhuriyet, bu değerli topraklarda rastgele kurulmadı. Anafartalar’da başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere birçok büyüğümüzün anısı, öyküsü oldu. Yahya Çavuş’un, Seyit Onbaşı’nın hepsinin toplamında, Mehmet Çavuş’un hepsinin toplamında çok değerli bir emaneti var. Bu emaneti ileriye taşımak hepimizin misyonu. O kimliği savunmak zorundayız. O kimliği canlı tutmak zorundayız. ‘Dün vardı canım, bugün diğer şeyler var’ demeyeceğiz. Ayağımızın bir noktası tam bu ulusal kıymetler üzerinde olacak. Başkasını açabilir miyiz? Mevlana’nın metaforu var ya pergel örneği. Pergeli diyor sağlam sapla, sonra açabildiğin kadar aç diyor. Biz de Mehmet Çavuş’un aldığımız hatırayla bir arada bu topraklarda, bu ulusal kimliğe, bu ruha o denli bir sahip olacağız ki öteki tarafı açıldıkça açılsın, büyüyelim, yürüyelim genişleyelim ancak merkezimizin Çanakkale ruhu olması lazım. Yedi düvele karşı Anafartalar’da, Çanakkale’de Atatürk, Yahya Çavuş, Seyit Onbaşı, Bigalı Mehmet Çavuş savaşırken bize toprak kadar bir emanet verdiler. O emaneti sırtımıza daima birlikte taşımaya ve yaşatmaya devam edeceğiz. Her türlü borç ödenir fakat şehidin gazinin bir damla kanına olan borcumuzu ödeyemeyiz. 365 gün çalışıyoruz, her borcu öderiz lakin o şehitlerimizin gazilerimizin asla hakkını ödeyemeyiz. Onlar bize bir vatan bıraktılar. O vatanı büyütmek bizim görevimiz” diye konuştu.
