BÜLENT TİMURLENK – İBRETLİK HİKAYE
Çocuklar mahalle alanında beşerden maç yapıyor, kenarda tekin olmayan babaları yaşında adamlar takviyeden daha çok küfür kıyamet alana buyruk yağdırıyorlardı.
Maçı kazanırsan oynamaya devam ederdin, kenardaki adamlar da o maçlara ortalarında bahis oynayanlardı. Çocuklardan biri çok yetenekliydi, çok koşardı, az koşsa akşam meskeninde o saha kenarındaki adamlardan biri olan babasından fırça yerdi.
O çocuk Güney Amerika’dan büyük topçu diye İspanya’ya geldi. O denli bu türlü değil, 10 numaranın hasıydı. Koşmuyor dediler. Güzel koşmasına da gerek yoktu ya o futbol aklıyla. Güney Amerika’ya döndüğünde efsane futbolcu oldu. Onun ismi Juan Roman Riquelme.
Bugünlerin Boca Juniors lideri. Ne kadar koşacaksa çocukluğunda koşmuş adam işte.
Halil Dervişoğlu ve transferlerindeki özne babasının bu türlü bir öyküsü olduğunu sanmıyorum fakat G.Saray’a 3. sefer gelen oyuncunun yarın ekiple ilişiği kesilse, Florya’ya duvarına o uykulu ve bezgin hızının fotoğrafını asıp, “Oyuna olan nefreti, formaya olan saygısızlığı yüzünden gönderilmiştir” yazılsa altyapıdakiler için ibretlik olur.
Akan oyundan gol bulmak için 95 dakika bekleyen Galatasaray’ın, biri iptal edilen üç topu filelerinde görmesinin penaltıyı kim atacak tartışmasında saha ortasında 3 futbolcunun taş-kağıt-makas oynamasıyla bir alakası olmalı.
Rakip kim olursa olsun evvel saygı… Yeni transfer Vinicius, güçlü fiziğiyle çözülmeyen maçların sonlarında ceza alanı kalabalığına atılabilir. Fazlası değil lakin…
Sol beki transfer edip bu maçta gruba ısındırmak gerekliydi, yapamadılar.
En azından kumaşları sağlam Akman kardeşleri konfor alanlarından çıkartıp kiralık göndersinler…
